30 Temmuz 2012 Pazartesi

kelimeleri bulanıklaşmış hikayem
kemiklerim sızlıyor yağmur damlalarından
inan yaşa ve cezana razı ol ayetlerinde
her mezarını kazan meftanın koku alışı
dudaklarıma zararlı bir tebessüm ekiyordu
geride bıraktığı acıyı yakıyordu takvim
boğularak yaşıyordum
tırnaklarımı yüzümde kırarak

ya deniz ya toprak ya rüzgar kesiyordu düşlerimi
kesen kalıplaşmış zihinler ve para
failler bizi düşünen yalancılar oluyordu
bir şimşek çakıyordu
ve ben korkuyordum
hiçbir şeyden korkamadığım kadar
bir gömleğin cebinde ölümünü bekleyen mahkumu oynuyordum
her karanlık dağıtılamaz ki büyür içinde
ve karanlığı esir alırsın
büyütürsün
kaybolursun

"yağmurlar seni bana getirir ne güzel, gör ki kendimi toprak etmişim."

ne kelimeler toparlanır
ne siyahlar bırakır ruhlarımızı
zindan gerçekliğinde kaybolur ve süzülürüz
kendi tabutlarımızda kendi kalplerimizi yiyerek.